Resulullah Efendimiz her zaman güleç yüzlü, güzel huylu, halim selimdi. Kötü huylu, katı kalpli değildi. Bağırıp çağırmaz, çirkin söz söylemez, kimseyi ayıplamaz, kimseyle tartışmazdı.
Hoşlanmadığı şeyi görmezden gelirdi. Kimse onun lütuflarından ümitsizliğe düşmezdi.
Allah’ın Elçisi, üç şeyden hep uzak dururdu: Çekişmekten, çok konuşmaktan, kendisini ilgilendirmeyen şeyle meşgul olmaktan.
Ve şu üç konuda insanlarda kusur aramazdı: Hiç kimseyi aşağılayıp küçümsemez, kimseyi ayıplamaz, kimsenin ayıplarını araştırmazdı.
İnsana sevap kazandırmayan faydasız söz de sarfetmezdi.
Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem konuşmaya başlayınca , yanında bulunanlar, sanki başlarında birer kuş varmış da onu ürkütmek istemiyorlarmış gibi, önlerine bakarak onu dinler, ancak o susunca konuşurlardı.
Resul-i Ekrem’in huzurunda biri konuşmaya başlasa, ashab, sözünü bitirene kadar onu dinler, birbirinin sözünü kesmezlerdi.
Peygamber Efendimiz, ashabının gönlünü hoş etmek için onların güldüğü şeye güler, onların hayret ettiği şeye hayret ederdi.
Huzurunda garib (dışarıdan gelmiş) kimselerin kaba konuşmalarına ve soru sormalarına sabrederdi.
“İhtiyaç sahibi biri sizden yardım isterse, elinizden geldiğince onun ihtiyacını giderin.” buyururdu.
Daha önce iyilik yaptığı birinin övgüsünü kabul eder, ancak kendisini aşırı şekilde övmeye kalkanlara izin vermezdi.
Bir kimse uygun olmayan bir şey söylemedikçe sözünü kesmezdi.
Uygun olmayan tarzda konuşan kimseyi ise, ya uyarıp sözünü keser veya oradan kalkıp giderdi.
Şemail-i Şerif Şerhi, Prof. Dr. Yaşar Kandemir, Tahlil Yayınları, III, 120
Allahım, yaradılışımı güzel yaptığın gibi ahlakımı da güzel yap.
Allahım, bana öğrettiklerinle beni faydalandır. Bana fayda verecek ilmi bana öğret ve ilmimi arttır.
Allahım! Nefsime takvasını ver ve nefsimi (her turlu kotu şeylerden) temizle, Sen temizleyenlerin en hayırlısısın. Sen nefsimin dostu ve mevlasısın. Arapçaları ile beraber