Kuran Dışı Vahiy Veya Sünnet-Vahiy İlişkisi
Cenabı Hakk’ın Peygamber Efendimiz’le (sav) iletişimi sadece Kuranı Kerim ile sınırlı mıdır? Bu konu son derece mühimdir çünkü tek vahiy çeşidinin Kuranı Kerim olduğu ileri sürülerek bir yandan hadislerin itibarsızlaştırılması sağlanmakta bir yandan da farkında olunmadan ciddi yekün tutan çok sayıda sahih hadisi şerif bir kalemde reddedilmektedir. Halbuki sünnetin hepsi olmasa da önemli bir kısmının vahiy kaynaklı olduğu gerek Kuranı Kerim’den ve hadislerden delillerle, gerekse aklî çıkarımlarla son derece açık biçimde ortaya konabilir.
HADİSLERİN BİR KISMI VAHİY KAYNAKLIDIR. ÇÜNKÜ:
1) Kudsî hadisler, Gaybî hadisler, içinde Cebrail'in geçtiği tüm hadisler açıkça Kuran dışı vahye işaret etmektedirler. Kuran dışı vahyi inkar etmek bütün bu hadisleri toptan inkar etmek manasına gelmektedir.
2) Kuran-ı Kerim'de Kuran dışı vahye açıkça işaret eden pek çok ayeti kerime vardır:
“Peygamber, eşlerinden birine gizlice bir söz söylemişti. Fakat eşi, o sözü başkalarına haber verip Allah da bunu Peygamber'e açıklayınca, Peygamber (eşine) bir kısmını bildirmiş bir kısmından da vazgeçmişti. Peygamber bunu ona haber verince eşi: "Bunu sana kim bildirdi?" dedi. Peygamber: "Bilen, her şeyden haberi olan Allah bana bildirdi." dedi.” (Tahrim 3) Bu ayeti kerimede açıkça Cenab-ı Hakk’ın Peygamberimiz’e, eşinin, sırrını ifşa etmesini bildirmesinden bahsedilmektedir. Peki bu bildirme nasıl gerçekleşmiştir? Elbette Kuran dışı vahiyle.
“Andolsun ki, Allah, Resûl’ünün rüyasının, hak olduğunu tasdik etti. Ve Allah dilerse, siz mutlaka Mescid-i Haram’a emin olarak, başlarınız tıraş edilmiş ve (saçlarınız) kısaltılmış olarak korkusuzca gireceksiniz.” (Fetih 27). Resulullah Efendimiz (sav) rüyasında Mekke’ye girdiğini görmüştü. Daha sonra inen yukarıdaki ayeti kerime bu rüyanın hak olduğunu ve gerçekleşeceği müjdesini veriyor. Peki bu rüya nasıl bir iletişim yoludur? Tabii ki Kuran dışı vahiy.
Bunlara benzer pek çok ayette Kuran dışı vahye işaretler mevcuttur. Detaylı bir liste için aşağıdaki eserlere müracaat edilmelidir.
3) Ayrıca aklî olarak da ibadetlerin uygulanışlarının sünnete bırakılması bunu gösterir. Mesela namazın rekatları, zekatın nisabı ve oranları gibi en temel parametreler sünnete bırakılmıştır. Akşam namazının 3, yatsı namazının 4 rekat olması aklî bir içtihattan ziyade tevkîfî (Cenabı Hakk’ın bildirmesiyle olan) bir mesele olması gerekir.
Ayrıca Hz. İbrahim’e (as) Hud 69-71 ayetlerde belirtildiği üzere melekler insan suretinde gelerek konuşmuşlardır. Bu diyalog ise Hz. İbrahim’in kendisine verilen sahifeler dışında Cenabı Hakk’la başka bir iletişim yoludur. Hz. İbrahim için geçerli olan bu iletişimin Efendimiz için hayli hayli geçerli olması gayet makuldur.
Sünnet-Vahiy İlişkisi, Mustafa Genç (Konuyu en geniş biçimde ele alan ve her türlü itirazı ilmî olarak yanıtlayan referans bir kitap)
Uraler, Aynur, Sünnetin Kaynağı Üzerine Bazı Tesbitler, Hadis Tetkikleri Dergisi, 2006, cilt: IV, sayı: 2, s. 81-106.
Çelik, Hüseyin, Vahiy Bağlamında Kuran-Sünnet İlişkisi, Manas Sosyal Araştırmalar Dergisi, 2016, Cilt 5, Sayı 4
Hz. Peygamber’in Kuran Vahyi Dışında Bildirilmesi, Faik Akçaoğlu, Doktora Tezi, Marmara Üniversitesi Hadis Anabilim Dalı, 2010
Saffet Sancaklı, Sünnet-Vahiy İlişkisi, Diyanet İlmi Dergi, 1998