Günümüzde hadislerin yazıya çok geç bir dönemde geçirildiği, dolayısıyla hadislerin zâyi olduğu iddiası ortaya atılmaktadır. Bu iddianın gerçek dışılığını, aşağıda maddeler halinde listelenen, hadislerin yazılı ve şifahî (sözlü) nakliyle alakalı önemli noktalar açıkça göstermektedir.
Yazılı rivayet:
Bizzat Resulullah (sav) hayatında pek çok resmi ve gayri resmi yazılar yazdırmıştır. Muhammed Hamidullah, bu yazıları el-Vesaiku's-Siyasiyye isimli, Türkçeye de çevrilmiş olan eserinde toplamıştır. Bu yazılar arasında mesela, Yemen’de vali olarak görev yapan Muaz b. Cebel’e (ra) oğlunu kaybetmesi sebebiyle gönderdiği taziye mektubu bulunmaktadır.
Kaynaklarda tespit edildiği kadarıyla, 50'den fazla sahabi hadis yazmış yahut yazdırmıştır. Ör. Abdullah b. Amr b. As'ın sahifesi, Ebu Hureyre'nin talebesi Hemmam b. Münebbih'in sahifesi, vb. Mustafa Azami “Erken Dönem Hadis Edebiyatı” isimli orijinal çalışmasında bu sahabileri ve hadis sahifelerini kaynaklardan tek tek göstermiştir. Ebu Hureyre'nin talebesi Hemmam b. Münebbih'in sahifesini Muhammed Hamidullah yayınlamış ve muhtevasının sonraki dönemlerde yazılan hadis kaynaklarıyla birebir örtüştüğünü, yani aynen muhafaza edildiğini göstermiştir.
Hicri ilk asrın sonlarına doğru Ömer b. Abdulaziz’in valilere gönderdiği genelgeyle hadisleri toplama ve yazıya geçirmeyi resmen ve devlet desteğiyle başlatmasıyla, zaten o zamana kadar gayri resmî ve ferdî olan hadis yazımı tam ivme kazanmıştır.
Hicri ikinci asrın başında tamamen yazılı rivayete geçilmekle beraber şifahi rivayet daima, eldeki yazılı belgeyi teyid ve böylece rivayet hakkını elde etmek için, yazılı rivayete eşlik etmiştir. Özetle, Efendimiz (sav) zamanından başlayarak hadislerin yazıyla kaydedildiği ve bu faaliyetin istisnâî ve küçük çaplı olmadığı, yazılı rivayetin şifahi rivayete nispetle giderek ağırlık kazandığı ve şifahi rivayet özel öneminden dolayı sürekli devam etmekle beraber kısa zamanda tamamen yazılı rivayete geçildiği görülmektedir.
Şifahi (sözlü) rivayet: İlk dönemlerde gerçekleşen şifahi rivayetin güvenilirliğini doğru değerlendirmek için o dönemin ve toplumun sosyolojik, psikolojik, tarihî, pedagojik açılardan doğru okunması gerekmektedir. Sahabenin hadis konusunda aşırı hassasiyetini gösteren anekdotlar, o dönem ve toplumun ezbere fevkalade yatkınlığı, nebevî mesajın muhtevası ve cevamiü’l-l-kelim (az sözle çok mana) özelliği, Resulullah’ın (sav) sahabe karşısında konumu, sahabenin Sevgili Peygamberimiz’e (sav) başlarında kuş varmış gibi edeble dikkat kesilmeleri, Peygamberimizin muhatabın seviyesine uygun, tane tane konuşarak, sık sık soru cevap, tekrar, bilinen kelimelere farklı manalar yüklemek gibi farklı pedagojik yöntemleri kullanması, sahabenin de tabiin neslini aynı edeb ve ciddiyetle yetiştirmesi gibi faktörler bir arada düşünüldüğünde, bu faktörler, tamamen yazılı rivayete geçilene kadarki sürede şifahi rivayetin hadisleri doğru nakilde başarılı olduğu kanaatini güçlendirmektedir. Farklı coğrafyalara dağılan sahabeden nakledilen hadislerin sonraki nesillerde toplanarak karşılaştırıldığında lafızlarda görülen yakın benzerlik de bu başarının bir işaretidir.
Senedlerde ravi sayısı ve Yanlış Bir İddianın Tahlili: Bir diğer yanlış bilgi, senedlerdeki ravi sayısının en az 5 olduğu, Ahmed b. Hanbel ve Buhari gibi muhaddisler için bu rakamın 7-8 olduğu şeklinde olup daha sonrakiler içinse 10-12 nesil kulaktan kulağa rivayet ile hadislerin ciddi tahrife maruz kalacağıdır.
Öncelikle, iddia edildiği gibi en az ravi sayısının 5 olduğu açıkça gerçek dışı bir bilgilendirmedir. Nitekim en basit bir örnek verecek olursak, İmam Malik’in Muvatta isimli meşhur hadis kitabında hadisler çoğunlukla 2 ve 3 ravili senedlere sahiptir. Abdurrezzak’ın Musannefi, Ebu Davud Tayalisi’nin Müsnedi gibi pek çok eserde de durum aynıdır.
İkinci olarak, iddia edildiği gibi raviler baştan sona sözlü rivayete dayanmamaktadırlar. Yukarıda izahı geçtiği üzere, eğer bu hadisler, Peygamberimiz ve sahabe döneminde yazılan hadislerden ise, baştan sona yazılı nakilleri söz konusu olabilir. Örneğin, Abdullah b. Amr. As’a ait 1000 kadar hadis içeren sahife kendisinden oğluna, oğlundan torununa geçmiş, daha sonra da yazılı nakledilerek Ahmed b. Hanbel’in Müsned’inde aynen bu sahifedeki hadisler yer bulmuştur. Eğer sahabe döneminde şifahi aktarılmışsa, yazılı rivayetin ağırlık kazandığı hicri ilk asrın sonundan itibaren yani senedin ilk yahut ikinci ravisinden itibaren yazılı rivayet yoluyla senedde yer alan diğer raviler arasında hadisin nakli devam etmiştir.
Bu konuda çığır açıcı bir çalışma Prof. Dr. Fuat Sezgin “Buharinin Kaynakları” isimli eseridir. Sezgin, İmam Buhari’nin kitabını kendinden önceki neslin ortaya koyduğu 200 kadar yazılı eserden derleyerek oluşturduğunu, yani tamamen yazılı kaynaklara dayandığını, daha önceki hadis kaynaklarının da aynı şekilde kendilerinden önceki yazılı kaynakların derlenip tertip edilmesiyle oluşturulduğunu ilmî olarak göstermiştir. Dr. Dilek Tekin de doktora tezinde İmam Müslim’in kitabını iki, üç bazen dört nesil ötesine kadar eser sahipleri kişilerden gelen rivayetlerle oluşturduğunu tespit etmiştir (Tekin’in bu konudaki makalesinin sonuç kısmı hadislerin yazılı nakliyle ilgili önemli bilgiler içermektedir). Ezberleri bozan bu bulgular, yazının bir muhafaza usulü olarak aslî rol oynadığını, şifâhîliğin ise bir nakil yöntemi olarak yazılı belgeyi teyid ve rivayet hakkını elde etmek için kullanıldığını ve bu ikisinin birbirini tamamlayan bir bütün oluşturduğunu göstermektedir. Diğer bir ifadeyle, İmam Müslim “bize Ahmed haber verdi” dediğinde aslında hocası Ahmed’in kitabı elinde olduğu halde ayrıca bu kitabı teyiden ve rivayet hakkını elde etmek için sözlü olarak da aynı hadisi hocasından dinlediğini anlamaktayız. Yani, yazılı ve sözlü rivayet her biri farklı bir amaç için ancak birlikte kullanılmaktadır.
Üçüncü olarak, Ahmed b. Hanbel ve İmam Buhari’nin senedlerindeki ravi sayısı abartıldığı gibi 7-8 olmayıp, üçlü isnatlardan başlayıp ortalama 4-6 ravili olup istisnai olarak 7-8 olabilmektedir. Örneğin Ahmed b. Hanbel'in Müsnedi'nde 300 küsür, Buhari'nin Sahihi'nde ise 20 küsür sülasi yani üç ravili isnadlar mevcuttur.
Mustafa Azami, İlk Devir Hadis Edebiyatı
Prof. Dr. Fuat Sezgin, Buhari’nin Kaynakları
Dr. Dilek Tekin, “Müslim’in Sahîh’inin Yazılı Kaynakları Üzerine Bazı Tespitler" HADİS VE SİYER ARAŞTIRMALARI , cilt.1, ss.124-163, 2015
Prof. Dr. Salih Karacabey, Hadis Tenkidi